会社情報
http://www.hr-next.co.jp/
カレンダー
2024年4月
« 3月    
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  
アーカイブ

Meslekten Çıkarma Cezası Verilen Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Personelinin Başka Bir Kurumda Devlet Memuru Olarak Atanma Şartları Av Muhittin YORAN

Meslekten Çıkarma Cezası Verilen Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Personelinin Başka Bir Kurumda Devlet Memuru Olarak Atanma Şartları Av Muhittin YORAN

AYİM’nin yargılama yöntemini yukarıda izah etmiştik. Burada tekrar etmekten ziyade adil yargılama ilkesi ile bağdaşmayan durumlar irdelenecektir. Mahkemenin Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları  hakim  sınıfından  olanlar  arasından  rütbe  ve  kıdem  sırasına  göre  atanırlar. Her farklı uygulama değil, eşit durumda olanlara eşit muamele yapılması ihlal kapsamına girmektedir. Eşitlik halinde de, amaç ve sonuç arasındaki ilişki ve orantıya bakılmalıdır[648].

Maddesi de Anayasaya paralel bir düzenleme getirmiştir. Maddesinin (D) fıkrasına göre, tarafsızlığını bozarak herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunan memura, kademe ilerleme­sinin durdurulması cezası olarak verilebilecekken; Devlet memurunun siyasi partiye girmesi halinde, (E) fıkrasının (c) bendine göre Devlet memurlu­ğundan çıkarılma cezası verilebilecektir[220]. Memurun görevi sırasında amirine sözle saygısızlık etmesi di­siplin suçu olarak kabul edilmiştir. Suç kapsamına sadece görev sırasında işlenen sözlü saygısızlık fiilleri alınmıştır[200]. Maddesinde düzenlenen hakaret suçunu oluşturmayacak hafif nitelikteki fiiller olarak anlamak yerinde olacaktır[201]. Maddesinde, Devlet memurlarının, gö­revleri ile ilgili olarak kendilerine verilen veya kendilerinde bulu­nan resmi belge, araç ve gereçleri, yetkili bulundukları mahallin dışına çıkarmaları, özel işlerinde kullanmaları yasaklanmıştır. Bu düzenlemenin aksine hareket edenler, kınama cezasıyla cezalandırılabileceklerdir. Maddesine göre, memurlar, eşleri, reşit olmayan çocuklarının sürek­li mostbet güncel giriş getiren faaliyetlerini, 15 gün içinde kurumlarına yazılı olarak bildirmek zorundadırlar[183]. Bu yükümlülüğün yerine getiril­memesi, kınama cezasının uygulanmasını gerektirir. Kanun koyucu askerler arasında birlik ve beraberliği bozacak, askeri duyguları zayıflatacak söz ve hareketlerin hizmeti aksatabileceğini gözeterek bu tür davranışları disiplin suçu olarak kabul etmiştir. Suçun maddi unsuru, söz veya fiiller ile arkadaşlar arasında hoşnutsuzluk yaratmaktır[154].

Dolayısıyla böyle bir ” yazı” nın disiplin cezası olan ” uyarı cezası” ndan ne mahiyet, ne de sonuçları itibariyle farklı bir hukuki yapıda olduğu söylenemez… Amir tarafından İç Hizmet Kanununun 24 ve Askeri Ceza Kanununun 119 ncu maddeleri kapsamında amirin astını sözlü ya da yazılı şekilde uyarması pek doğaldır. Ne var ki; böyle bir yetkinin kullanılması durumunda özlük dosyasına herhangi bir belge konulmadığı gibi Kuvvet Personel Başkanlığına da bir yazı yazılmamaktadır”  şeklindeki gerekçesiyle uyarı yazısını ceza olarak kabul etmiş ve savunma hakkı tanınmadığı için yok hükmünde sayılmasına karar vermiştir[780]. Burada bir hususa daha işaret etmekte fayda görülmüştür. Maddesindeki; “…İdare kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.” genel ilkesinden sonraki “Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisna getirilebilir.” hükmü yasama organına izin veren bir düzenlemedir. Başka bir ifadeyle yasama organı, AsCK’daki disiplin amirlerine oda hapsi cezası verebilme yetkisini düzenleyen hükümleri yürürlükten kaldırdığı taktirde, Anayasaya aykırılık söz konusu olmayacaktır. Maddesinde yer alan yargı denetimi kısıntısı ile Sözleşmenin 13. Maddesi ile arasında bir çatışma bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Maddenin yargı denetimini genişletici bir etkisi bulunduğu söylenemez. Görüldüğü üzere yukarıda serdedilen Anayasa hükmü ile açıkça “temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların” çelişmesi halinde hangisine üstünlük tanınacağı düzenlenmiş, Anayasa hükmü ile milletlerarası andlaşma hükmünün çelişmesi durumu kapsama alınmamıştır. Keza söz konusu değişikliğin gerekçesinde de, “Uygulamada usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan haklarına ilişkin milletlerarası  andlaşmalar ile kanun hükümlerinin çelişmesi halinde ortaya çıkacak bir uyuşmazlığın hallinde  hangisine öncelik verileceği konusundaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla 90’ıncı maddenin son fıkrasına hüküm eklenmektedir.” denilmiştir. Bu değişiklik öncesi uyarı ve kınama cezalarına karşı yargı yolu 657 SK’nun 136.

  • Kanun, ayrıca askeri hakimlerin yargı hizmeti dışındaki askeri hizmetler yönünden askeri hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir.”  hükmü bulunmaktadır.
  • Maddesinde Sözleşme’deki hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişinin ulusal makamlara başvuru hakkı güvence altına alınmıştır.
  • Maddesine bağlı Ek-1 cetveline göre verilen diğer cezalarda da inceleme kabiliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmektedir.[747] Ancak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin istisnai iki durumda istikrarlı olarak, disiplin cezalarına karşı yargı denetimi yasağına rağmen, açılan davaları esastan incelediği ve hatta iptal kararları verdiği görülmektedir.

Maddesinin doğrudan uygulanması gerektiği kanaatini taşımaktayız. Çünkü Anayasa kurallarının üstünlük bakımından ”Başlangıç’taki İlkeler, Cumhuriyetin niteliklerine ilişkin ilkeler, temel hak ve özgürlüklere ilişkin ilkeler, maddi anlamdaki diğer kurallar ve şekli anlamdaki kurallar” olarak sıralanması mümkün ise de bağlayıcılık bakımından aralarında fark bulunmamaktadır. Bu nedenle Anayasanın herhangi bir kuralının başka bir kuralına aykırı sayılarak uygulama dışı ve etkisiz bırakılması düşünülemez. Daha önceki bölümlerde ayrıntılı biçimde değinildiği üzere doktrinde AİHS’nin iç hukuktaki yeri konusunda fikir birliği yoktur. Ancak, yorum kuralları olarak ve yardımcı bir norm şeklinde yargı kararlarında değerlendirilmesi elbette mümkündür. Oda hapsi disiplin cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olması nedeniyle, sözleşmenin 5. Maddesinde sayılan haller ve usuller kapsamında sayılabilecek bir sınırlama olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Yukarıdaki düzenlemelerden de görüleceği üzere, Disiplin Mahkemelerince verilen oda hapsi cezasının infaz şekli, bireyin bedeninin bir yere kapatılması sonucunu doğurduğundan kişi hürriyetini sınırlar niteliktedir. Göz hapsi cezası daha geniş hareket serbestisi bulunmakla birlikte AsCK’nun 21. Maddesinde kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olarak kabul edilmiştir.

Hukukun genel bir ilkesi de hiç kimsenin kendi davasında yargıç olamayacağı (nemo judex in causa sua) ilkesidir[331]. Bu nedenle faili doğrudan doğruya kendisi cezalandırmayıp disiplin mahkemesine sevk etmesi daha uygun olacaktır. Bu düzenlemeler esas alınarak hazırlanan Yönetmelik ile yüksek disiplin kurulu ve disiplin kurullarının kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usulü ile hangi memurlar hakkında karar verebilecekleri belirlenmiştir. Maddesinde, MSB’lığında yüksek disiplin kurulu, MSB’lığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıklarında birer disiplin kurulu kurulacağı; 4. Maddesinde, yüksek disiplin kurulunun kimlerden oluşacağı[304]; 21. Maddede, haklarında aylıktan kesme veya daha ağır disiplin cezası uygulanmış olanların, bu cezaları 657 SK’nun 133.

Mahkemenin daireleri arasında farklı içtihatlar ortaya çıkabilmektedir. Bir uyuşmazlıkta harp akademisine kabul edilmeme işleminin iptalini inceleyen İkinci Daire bunun sebebini oluşturan disiplin cezasını yok hükmünde saymışken aynı fiile ilişkin davayı incelemeksizin reddetmiştir. Söz konusu uyuşmazlıkta, bayram iznine giderken arkadaşının kullandığı özel araçta kaza geçiren davacı “gece araç kullanmaktan” dolayı  cezalandırılmıştır. Aynı araçta bulunan ve araç sahibi diğer subayın, Harp Akademisine alınmaması üzerine açtığı davada aynı fiilden dolayı almış olduğu 7 gün göz hapsi disiplin cezasının yok hükmünde olduğuna karar verilmiştir. Asker kişiler hakkında uygulanan disiplin cezaları, eylemlerin niteliğine göre “disiplin suçları” ve “disiplin tecavüzleri”  olarak ikiye ayrılmaktadır.[722] Askeri kişilerin işledikleri disiplin tecavüzleri nedeniyle askeri amir tarafından 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 171. Maddesine ek cetvelde belirtilen yetki dahilinde cezalandırılmaları söz konusu olacaktır. Bu cezalar doğrudan suçu işleyen asker kişinin amiri tarafından verildiği ve icrai nitelikte, teknik açıdan idari bir işlem olduğu için denetlenebilir işlemdir[723].

この記事のあなたの感想は?
  • おもしろい (0)
  • 役にたった (0)
  • 興味深い (0)
  • いいね! (0)
  • 共感 (0)

コメントをどうぞ

当てはまる値を入力して下さい。 * Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.